top of page

Konu açılmışken...

  • frontpage2021
  • Feb 22, 2021
  • 3 min read

Updated: Oct 22, 2022


Feride

“Ben feminizmden şunu anlarım demeye alışık değilim o yüzden arka planını anlatayım.

Bütünlüklü olarak sistem eleştirisi yapan, buna sadece kadınların güçlenmesi mücadelesi olarak bakmayan, patriyarkayla bağlantılı olarak kapitalizmle, aynı zamanda onunla bağlantılı olarak heteroseksizmle derdi olan, ve bunların hayatının her alanında kurduğu iktidar ilişkilerini anlamak, çözümlemek ve yıkmak gibi bir amacı olan... Bütünüyle güç iliskilerinin dönüşmesi için mücadele eden bunun ırkçılıkla, savaşla bağını kuran, ordan ev ici şiddetle de bağını kuran, iş yerinde ayrımcılıkla da bağını kuran bir feminizm anlayışı. Bireysel olarak kadınların güçlenmesi çok önemli bir şey ama sadece kadin güçlenmesi odaklı bir feminizm anlayışı benim icin yeterli değil. Bir yandan feminizmin ana akımlaşmasının önemli bir şey oldugunu düşünüyorum ama ben kendimi bu an akım feminizmle tariflemiyorum, bunun feminizmin bi kazanımı oldugunu düşünüyorum ama benim için güç sistemlerine eklemlenmek ve onları kadınlar icin daha iyi bir yer yapmak değil bütünüyle o sistemleri dönüştüren bir feminizm tarifi.”

Evrim

“Sistem faili destekliyor. Biz dilekçelerimizi sürekli feminist hukuk terminolojisini de örerek yazıyoruz.

Dilekçelere istanbul sözleşmesi giriyor, ‘yargılamayı şu şekilde sürdürmek zorundasın’ ‘eski partner ağırlaştırılmış sebeptir gibi’ o yüzden avukatların başarısızlığı olarak görmüyorum, yasaların uygulanmamasından kaynaklanıyor tüm bunlar…”


İrem

"Feminizm'in F'sini bilmeyen bir kadın bile kendi hayatında mücadele veriyor aslında gerek calışma hakkı olsun, yaşam hakkı, eğitim haklar için, boşanabilme hakkı icin mücadele ediyorlar. "Allah bu katillerin belasını versin" diyerek bir yere varılmıyor gercekten, Hepimiz şiddetle burun burun yaşıyoruz, hepimiz mücadele ediyoruz ama sadece kendi hayatımızda verdigimiz mücadele yetmiyor artık, tüm kadınların, birbirimiz için mücadele etmesi gerekiyor... o kadınlar benim icin mücadele ediyorlar, gözaltına alınıyorlar, ben neden onlar icin mücadele etmiyorum dedim ve harekete katıldım."

Hilal

"Safiye Karakaş İzmir’de töre saikiyle öldürüldü, o davaya biz müdahiiz, mahkemeye bi tanık çıktı, şöyle bir cümle kullanmak istedi “yani zaten o erkeğin evli bir kadınla ilişkisi olduğunu bilseydim, yanımda çalıştırmazdım dedi, mahkeme susturdu onu, hakim “senin ne haddine insanların namusuna laf söylemek, sen kendi namusunla ilgilen” dedi… biz şaşırdık, alışık değiliz buna, o zaman dedik ki bunun tek bir sebebi var bizim orada oluşumuz, biz ordayız diye öyle bir tepki verdi, demek ki biz mücadele edersek, bizim mücadelemiz görünür olursa, o kadın cinayetlerini namus üzerinden, kadınların yaşam tarzı üzerinden meşrulaştıranlar bir bir susturulacak, bunu somut bir şekilde gördüm.. öyle bir durumdu o… kadın ölmüş ve bir biz varız sahip çıkan, kimse yok, kimsesizler mezarlığına gömeceklerdi, kadınlar buna engel oldu. Öyle bir kadının kimse arkasından atıp tutamadı, çünkü kadın mücadelesi, mücadelemiz buna izin vermedi."

Güneş

"Kadınların 6284 gibi hakları bir anda ortaya çıkmadı, haklarımız her bir kadının kanıyla yazıldı. Ayşe Paşalı’nın yüzünü hepimiz hatırlıyoruz, boşanmış bir kadın gidiyor adliyeye ben şiddet görüyorum diyor. Aranızda evlilik bağı yok sizi koruyamayız deniyor. Günler sonra eski eşi 11 yerinden bıçaklayarak öldürüyor. Böyle bir durumdaydı Türkiye bundan 10 yıl önce… 2009 yılında Münevver Karabulut öldürüldüğünde, demişlerdi ki kızına sahip çıksaydın, kızını tek başına bırakırsan ya davulcuya ya zurnacıya... O günlerden bugünlere geldik, istanbul sözleşmesini imzaladık, 6284’ü iç anayasamıza soktuk. Kadınların tırnaklarıyla kazıya kazıya kazandığı haklar bunlar, yıllarca kadınlar bu haklar için mücadele etti."

Betül

"Her yerde aynı, medyada da mahkeme salonunda da… biz bi davaya gidiyoruz olay hep aynı, çoğunluğu aynı, kadın şikayetçi olmuş, koruma talep etmiş, olmamış, öldürülmüş, ölümden dönmüş. Hep aynı şey bir formül gibi; aldatılma, psikolojinin bozulması, cinnet geçirme bunlar, aynı sözler söyleniyor sonra hafifletici sebepler ve beraat. Medya’da yansıması da böyle, devletin hiç suçu yok. Baştan beri yapılması gerekenler yapılsaydı, kanunlar uygulansaydı biz burada bunları konuşmuyor olacaktık. Beni hayatta tutacak olan şey o kanunlar, ben onlara güveniyorum. Kimse benden onu alamaz kusura bakmasınlar ama almamalı da… İstemediğimiz kararlar çıkıyor, moralimiz düşüyor, inancımızı kaybediyoruz, hiç bir şey değişmeyecek dediğim anlar oluyor. Ama şunun farkındayım direnmeyi kestiğimiz bir gün içinde çok başka şeyler olur, en ufak bir geri adımımızda üstümüze gelecekler bunu biliyorum. kendim için ya da başka bir kadın için geri adım atmamalıyım hiçbir şekilde, geri adım attığım gün başka bir kadına bir şey olacak. Kadınlar olarak her zaman direnmek zorundayız. Bunu biliyorum. Bu beni ayakta tutan, bu mücadelenin içinde tutan şey… Kadın cinayetleri hakkında konuşuyoruz… ben yanan bir ev düşünüyorum, bu yangını söndürmemiz gerekir, yeni evler yapılıyor iyi hoş ama bi tane ev yanıyor ama bunu söndürmemiz lazım diğer evlere sıçrayacak çünkü biliyorum"




 
 
 

Comments


© Copyright frontpagestory.net 2021
bottom of page